Kurtuluş (Tatavla) Semt Tarihçesi

Tatavla semtinin ilk yerleşimi Byzantion öncesine dayanmakta ve çekirdeğini Kirazlı Köy isimli yerleşim birimi oluşturmaktadır. Köy, adını kiraz ağaçlarının bolluğundan almaktadır.

1200’lü yıllarda çeşitli ticari imtiyazlar ve Galata’ya yerleşim izni alan Cenevizli tüccarların at tavlalarının Kirazlı Köy sırtlarına kurulması ve köy halkının bir kısmının seyisliğe başlaması ile bölge “tavlalar” anlamına gelen “Tatavla” ismiyle anılmaya başlanır.

Fakat Osmanlı döneminde, Hıristiyanların at binmelerinin yasaklanması ve geniş köy otlaklarının da “Beylik” statüye alınması nedeniyle at bakımı ve seyisliği ortadan kalkar. (Bu faaliyetten kaynaklı köy ismi ise resmi olarak 1929 Nisan ayına kadar sürecektir.)

Ekonomik girdileri azalan köy, Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) döneminde önemli bir göç alır. Kasımpaşa’daki Ayios Dimitrios Kilisesi’nin camiye çevrilmesi nedeniyle kilise cemaatinin, ikonalarıyla birlikte Tatavla’ya taşınmasının istenmesi bu göçün nedenidir. Kasımpaşa cemaati ve gelen bu ünlü ikona ile birlikte Tatavla’daki kilise, Ayios Dimitrios ismini aldığı gibi kimi kaynaklarda köy artık “Ayios Dimitrios Köyü” olarak da isimlendirilmeye başlar.

Köye, yine aynı dönemde gerçekleşen ikinci bir yerleşim dalgası bulunmaktadır. Barbaros Hayreddin ile Piyale Paşa’ların Ege ve adalarından getirdiği, Kasımpaşa ile Haliç tersanelerinde çalıştırılan denizci esirler, kısa süre sonra özgürlüklerine kavuşur. Memleketlerine gitmek yerine evlenerek Tatavla’ya yerleşen bu topluluk aynı zamanda tersanede çalışmaya devam eder. Kaptan-ı Derya’ların köye hamiliği de böylece başlamış olur.

Başından beri homojen olarak Rum Ortodoks nüfusu barındıran bölgeye, başka kökenli insanların yerleşmesi, köyün talebi üzerine Padişah III. Selim’in 1793 tarihli bir fermanıyla da yasaklanır.

  1. Mahmut (1808-1839) döneminde Sinemköy yerleşiminin (İngiliz levanten) oluşmaya başlaması, 1831 Pera yangını sonrası yerleşimin giderek Taksim’in ilerisindeki kırlıklara kaymaya başlaması ve 1840’lı yılların başından itibaren Pangaltı yerleşiminin (İtalyan levanten) oluşması ile Tatavla’nın kuzey sırtlarında iki yerleşim yeri ortaya çıkar. 1911’de konulan tramvay hattı ile Tatavla, Sinemköy ve Pangaltı üzerinden Taksim ile Tünel’e bağlanır. Tramvay caddesi Peralı tüccarların apartmanları ile dolmaya başlayınca, Tatavla, kuzeye doğru büyümüş olur. Yeni bölgeler artık homojen değildir.

Tatavla; tarihi boyunca seyisleri, bostanları, gemi ustaları, ayakkabı usta ve atölyeleri, kökeni Dionysos ve Poseidon şenliklerine dayanan (Venedik -ve Rio- karnavalıyla akrabadır) karnavalı, müziği, halk dansları, meyhaneleri, külhanbeyleri, tulumbacıları, ressamları, mimarları ile meşhurdur.

III. Selim’e kadar Osmanlı padişahlarının portrelerini ilk olarak yapan ressam Konstantinos Kizikinos, İstanbul’da başladığı çalışmalarını Fransa’da devam ettiren ve günümüzde bazı gezegenlerin kimi kraterlerine ismi verilen astronom Evgenios Antoniadis, Birinci Dünya Savaşı’nın silah baronu Sir Basilios Zaharoff, bestekâr Yorgo ve Aleko Bacanos gibi çok sayıda ünlü ismin yetiştiği Tatavla, Türkiye’de ilk sistematik spor kulübünün de kurulduğu yerdir. Olimpiyat oyunlarında ülkeye ilk altın madalyaları kazandıran Giorgios ve Nikos Alibrandis kardeşler de bu kulübün Tatavlalı sporcularıdır.

22 Ocak 1929’de meydana gelen yangın ile büyük bir kırılma yaşayan Tatavla’nın Nisan 1929’da ismi değiştirilir. Şubat-Nisan 1929 sürecinde, İstanbul basını tarafından “Küçük Atina” denilerek ötekileştirilir. 1936 Beyannamesi, 1941’deki 20 Kura Askerlik, 1942 Varlık Vergisi, 6-7 Eylül (1955) saldırıları, 1963 Sürgünü, 1974 Kıbrıs meselesi ve 1980 darbesi semtin diğer kırılma noktaları arasındadır.

Günümüzde ise Kurtuluş, azalan gayrimüslim nüfusuna rağmen geçmişten izler taşımakta, çok kültürlü yapısını korumakta, farklı kültürleri kendisine çekmeye hâlâ devam etmektedir.

Aenean sapien diam, posuere ut consequat ac, rhoncus non nisi. Aenean